Fotoğrafın hangi alanında çalışırsak çalışalım hepimiz bir şekilde portre fotoğrafı çekmeden edemiyoruz. Profesyonel bir uğraş olmasa bile evde çocuğumuzu, eşimizi, sevgilimizi ya da sokakta karakteristik bir yüzün portresini almadan duramıyoruz. Bu gayet normal bir durum. Portre fotoğrafı insana yakın olmanın en önemli yollarından biri. İnsana, duygulara, ifadelere, bir gülüşün sıcaklığına ya da sert bir yüz ifadesine kapılıyoruz. Tüm bunlar duygularımızla bağlantılı ve karşımızdaki insanlarla bu yolla iletişim kuruyoruz. Bu bağlamda portre fotoğrafı için ifade ve kişiliğin yansıtılması diyebiliriz.
GFX100 + GF32-64mm | f/4 | 1/200 sn. | ISO-800
Portre fotoğrafı çekerken birinci amaç kişiliğin ifade yoluyla yansıtılmasıdır. İfade, kişinin o anki tüm duygu ve düşüncesini gözler önüne serebilir. Nefret, şefkat, mutluluk ya da derin bir üzüntü, endişe hali. Hepsi portre fotoğrafında kişinin yüzünden okunabilir. Bu sağlanabilmişse o takdirde portre fotoğrafı daha başarılı olmuş demektir. İfadenin gücünü bilen fotoğrafçılar yeri geldiğinde uzaktan haber vermeden, yeri geldiğinde ise iletişime girip derin bir sohbetin ardından kişinin ifadesini daha rahat fotoğraflayabilirler. Bunun için ışık, renk, fon, alan derinliği ve kompozisyon gibi birçok duruma dikkat etmek gerekir.
X-Pro2 + XF10-24mm | f/4 | 1/320 sn. | ISO-200
Işık diğer tüm fotoğraf türlerinde olduğu gibi portre içinde en önemli konudur. Işık vasıtasıyla portrede ifade daha da belirgin ya da daha dramatikleştirilebilir. Portre fotoğrafında ışığın açısı en belirleyici unsurdur. Cephe ışığı, tepe ışığı, alttan gelen ışık, ters ışık, yanal ışık ve en önemlisi çapraz ışık kişinin karakterini vurgulamak için kullanılır. Bazen ışığa göre modelin duruşunu kimi zaman da fotoğrafçı kendi konumunu değiştirerek en uygun ışığı alır.
X-Pro3 + XF10-24mm | f/6.4 | 1/800 sn. | ISO-800
Fotoğrafı yapan şey fondur desek yanlış olmaz sanırım. Tüm fotoğraf türleri için fon (arka plan) gerçekten fazlasıyla önemli bir konu. Bu noktada 3 farklı fondan bahsetmek mümkün. Düz fon, destekleyici fon ve yaratan fon.
- Düz fon, arka planda tek bir renk veya dokuya sahip herhangi bir objenin kullanıldığı fon türüdür. En bilindik örnekler; gökyüzü veya zeminin fon olarak kullanılmasıdır.
X-Pro2 + XF16-55mm | f/4 | 1/200 sn. | ISO-400
- Destekleyici fon, ana konuyu destekler nitelikte olmalı. Mesela; çalışan bir işçiyi işini icra ettiği alet edevatıyla birlikte fotoğrafladığımız fon türüdür. Ya da aşağıdaki fotoğrafta olduğu gibi; ön planda asıl portre tüm görkemiyle kadrajı doldurmuşken, arka planda başka bir konuyu fotoğrafı destekler ve mekanı anlatır biçimde kullanabiliriz.
X-Pro3 + XF10-24mm | f/8 | 1/160 sn. | ISO-400
- Yaratan fon ise; ana konu dışında anlatımın vazgeçilmezi olabilecek bir arka plan kullanımına işaret eder. Öyle ki fonu ortadan kaldırdığınızda portreden geriye anlamlı bir şey kalmaz.
X-T4 + XF10-24mm | f/4.5 | 1/5000 sn. | ISO-800
Portre ile birlikte mekanın da vurgulanması modelin hangi ortamda, hangi şartlarda yaşadığı veya çalıştığı hakkında bize önemli bilgiler verir. Öyle ki izleyici portreyi kavradıktan sonra bir süre de mekanı inceler ve bilgi sahibi olur. Bu yüzden portrenin bulunduğu mekanın da çok iyi düzenlenmesini gerektirir. Düzenlemeden kastımız mekâna müdahale etmek değil, aksine kendi konumunuzu veya modelin konumunu değiştirerek bir düzenleme yapmaktır. Bazen ikonik bir yapıyı fonda kullanıp insan ve mekân konusunu bu yolla da vurgulayabilirsiniz.
X-T4 + XF10-24mm | f/4 | 1/15 sn. | ISO-400
|
X-Pro2 + XF50-140mm | f/11 | 1/100 sn. | ISO-3200
|
Portre fotoğrafı ile ilgili en önemli konulardan birisi model ile iletişime girip girmeme konusudur. İletişime girmek çoğu zaman gördüğünüz o ilk ruh halinin kaybolması riskini doğurur. Model ne yapacağını nasıl poz vereceğini bilemediği için portre yapay bir hal alır. Oysaki portrenin amacı ifadeyi yakalamaktır. Bu yüzden iletişime girilecekse kişi ile sohbet etmek, onu anlamak, bir güven ortamı sağlamak ve kişiyi rahatlatmaya çalışmak gerekir. Ancak bundan sonra bir fotoğraf alınabilir.
X-Pro2 + XF10-24mm | f/5 | 1/30 sn. | ISO-1600
Diğer konu ise iletişime girmeden uzaktan yapılacak çekimlerdir. Burada ilk gördüğünüz ifadeyi yakalamanız daha kolay olabilir. Ancak unutmamak gerekir ki konuya uzak kalmanız perspektifte ciddi değişimlere sebep olur. Buna hazır olmalı ve anlatımınızı bozmayacaksa uzaktan çekim yapmalısınız. Aksi halde yakınlaşıp iletişime girmek daha akıllıca olabilir. Ya da bu fotoğrafta olduğu gibi 35mm bir objektifle yakınlaşıp kendinizi fark ettirmeden ve iletişime girmeden bir fotoğraf alabilirsiniz.
FinePix X100 | f/8 | 1/950 sn. | ISO-200
Portre için bir diğer önemli konu netliktir. Genel itibariyle ifadenin ve yüz hatlarının ortaya çıkarılması için netlik gözbebeklerinden alınır (anlatımınıza uygunsa). Bunun nedeni fotoğrafı izleyen kişinin portre fotoğrafında baktığı ilk yerin gözler olmasıdır. Gözlerden başlayan tarama fotoğrafın tümünü kapsar. Portrede sadece gözlerin net olmasını, daha önde ve geride bulunan burun ve kulağın flu olarak kaydedilmesini sağlayabilirsiniz. Bunun için çok açık diyafram ve uzun odaklı bir objektif kullanmanız gerekir. Ya da gözlerden başlayarak yüzün tamamının net olması da sağlanabilir. Bu sizin konuya yaklaşımınızla ilgili bir karardır ve doğru kararı vermeniz anlatımınız için önemlidir.
X-Pro2 + XF10-24mm | f/4.5 | 1/320 sn. | ISO-400
Her ne kadar bilgili, birikimli ve deneyimli olmak gerekse de ekipman tercihi de en az bunlar kadar önemli. Doğru ekipmanı seçmek ve bu doğrultuda portrelerinizi çekmek akıllıca bir fikirdir. Unutmayın her fotoğrafı tek bir odak uzaklığı ile çekmeniz her zaman mümkün olmayabilir.
Portre denince akla gelen konulardan birisi de alan derinliği konusudur. Arka planda neyi ne kadar göstermek istiyorsunuz? Bu konu sizin objektif seçiminizi doğrudan etkiler. Eğer portrenizle arka plan arasında bir bağ kurmak istemiyorsanız sığ bir alan derinliği kullanarak; mesela f:1.2, f:2.0 veya f:2.8 gibi bir diyafram değeri ile arka planı tamamen flu kaydedip bir temizlik yapabilirsiniz. Bunu yaparken daha uzun odaklı bir objektif kullanmanız gerektiğini de unutmayın. Örnekse 56mm f:1.2 veya 50mm f:1.0 gibi...
GFX100 + GF32-64mm | f/4 | 1/160 sn. | ISO-1250
Eğer portrenizle arka plan arasında bir bağ kurmak istiyorsanız o zaman da daha geniş bir alan derinliği kullanarak mesela f:8 veya f:11 gibi arka planı da konuya dahil edebilirsiniz. Bunu yaparken daha kısa odaklı bir objektif kullanmanız gerektiğini unutmayın. Örnekse 16mm, 24mm, 35mm gibi...
X-Pro2 + XF10-24mm | f/4.5 | 1/160 sn. | ISO-200
Bakışların kesişmesini sağlayın:
“Orada olduğunu biliyorum, seni görüyorum” Fotoğrafta izleyicinin konuyla göz göze gelmesi çoğu zaman bir gerilim yaratabilir. Fotoğrafı çekilen kişinin yüz ifadesi, bakışları ve o an içinde bulunduğu duruma bağlı olarak izleyicinin duyguları tetiklenebilir. Gerçek hayatta olduğu gibi birinin gözlerinin içine bakmak iki kişi arasındaki duygu alışverişini güçlendirir. Fotoğrafta da durum benzerdir. Sert bir ifadeye baktığınızda ürkebilir ve hatta fotoğraftan çıkmak isteyebilirsiniz. Tam tersi sevecen ve duygusal bir ifade sizi fotoğrafın içine çekebilir ve hatta gülen bir yüzle siz de gülebilirsiniz. İnsanların gözlerinin içine bakmak zordur. Fotoğrafta modelinizin kameraya bakmasını sağlayın ve izleyiciyle göz göze getirin. Bakalım kim daha önce gözlerini kaçıracak.😊
FinePix X100 | f/8 | 1/40 sn. | ISO-400
Görünür Alanda Görünmez Olun
Bir ortama girdiğinde her ne yaparsa yapsın fotoğrafçının görünmez olması mümkün değildir. Burada görünmez olmaktan kastımız fotoğrafını çekeceğiniz kişi ya da kişilerin sizi umursamayacak bir ruh haline bürünmesini sağlamaktır. Öyle ki sizin bir fotoğrafçı olarak orada olduğunuzu bilmesine rağmen, sanki oraya, onlara aitmişsiniz gibi hissetmesi sağlanmalıdır. Bunu yapmak pek de kolay olmayacaktır. Öncesinde güçlü bir iletişim ve güven sağlanmalıdır. Niyetinizi, ne için orada olduğunuzu ve hatta fotoğrafları nerede ve nasıl kullanacağınız hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamalı ve o güven ortamını yaratmalısınız. Ancak bundan sonra model veya modellerinizi kendi normal akışlarına bırakmalı ve bir adım geri çekilerek her ne yapıyorlarsa dikkatle ve sessizce izlemelisiniz. Kişilerden çok uzaklaşmanız işe yaramaz. Sizin mekandan ve olaydan kopmanıza sebep olabilir. Çok yakın olmanız ise sizi görmezden gelmelerini engelleyebilir. Birkaç adım geride sessizce doğru anı beklemelisiniz. İnsanları doğal halleriyle, kendileri olarak fotoğraflamanın etkili yollarından biri budur.
X-Pro2 + XF10-24mm | f/4 | 1/320 sn. | ISO-200
Otoportre
Bir fotoğrafçı için otoportresini çekmek her zaman kolay olmayabilir veya fotoğrafçı kendisini kameranın önüne atmaktan bir sebeple kaçabilir. Birçok fotoğrafçı için kamera önü bir tür gerilim yaratır. Ortamda kendisinden başka kimse olmaması durumu değiştirmez. Fakat her şeye rağmen otoportre fotoğrafçının kendi ruh halini ortaya koyabilmesi için bir tür zemin hazırlar. Kapalı kapılar ardında veya kalabalık bir sokakta otoportresini almak isteyen fotoğrafçının ille de kendi karakterini yansıtması gerekmez. İzleyicisiyle bir tür karşılaşmadır bu. Sadece bulunduğu mekana dahil olmak için ve kameraya bakarak izleyicisiyle göz göze gelmek için bile bir otoportre çekilebilir. Bunu yaparken yaratıcı olmak ve sanki fotoğrafınızı bir başkası çekiyormuşçasına tüm akışa ve teknik düzenlemelere hakim olmak otoportrenin gücünü ve fotoğrafın kalitesini arttırır. ‘’Benim dünyama hoş geldin’’ demektir otoportre.